Navigasyon |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Ömrünü Mevlana ve Mesnevi`ye adamıştı
Hilmi sayiner tarih 08.12.2007, 09:48 (UTC) | | Hazreti Mevlana `nın en meşhur eseri Mesnevi `yi, yetkin İslami ve tasavvufi bilgisiyle açıklayıp şerheden ve bu hizmetiyle `mesnevihanlık ` geleneğine, bilinen son halka olarak eklenen Şefik Can Hoca , bir `şeb -i arus` ertesinde, Mesnevi `nin açıklanmasına adadığı bir asra yakın ömrü geride bırakarak vefat etti. Çocukluk yıllarında içine yerleşen Mevlana aşkı, daha sonra Tahirü `l Mevlevi `inin ömrü vefa etmedigi için tamamlayamadığı Mesnevi şerhinin 5 ve 6. ciltlerini şerh etmeyle büyümüş ve bu aşk ve bu aşkın çizdiği istikamet onun bütün ömrünü kaplamıştı. `Alimin ölümü, alemin ölümüdür` hük -mü fehvasına denk düşen bir ölüm onunki. Lise eğitimi görmüşlerimizin bile `mevlevi ` kelimesi ile `semazen` kelimesini birbirinden ayırd edemediği, ezberimizde Mesnevi `den beyitlerin olmadığı, Batı`dan mülhem `İslamsız Mevleviliğin` moda olduğu, Mevlana `dan kalan ve yanıbaşımızda duran büyük bir hazinenin tarifsiz uzağında bir zamanı yaşıyoruz. Yılın sadece bir haftasına sığdırılan, müzik şölenleri ve sema gösterileri ile kutlanan Mevlana haftaları da, hümanizmle sınırlandırılıp mutasavvıf ve Müslüman kimliği dışarıda tutulmuş bir Mevlana portresini değiştirmeye yetmiyor. Merhum Şefik Can Hoca `nın çalışmaları ve söyledikleri, Kur`an-ı Kerim `in tefsirinden başka bir şey olmayan Mesnevi `nin mesajının ve Mevlana `nın felsefesinin doğru anlaşılması noktasında büyük bir kıymet ifade ediyor. Bir `düğün gecesi` arifesinde kendisi ile bir görüşme yapmak için gittiğimizde, elini öperken, büyük bir tasavvufi terbiye ve nezaketi donanmış olarak bize şöyle demişti: `Mevlana `ya değer verip, onu konuşmak için buraya kadar geldiğiniz için bizim, sizin elinizi öpmemiz lazım gelirdi. Biz size gelmeliydik, lakin işte yaşlılık; mazur görün, mazeretimizi kabul buyurun.` Onunla ilgili fazla söze ne hacet... Yayınladığımız haberde, o gün kendisinden aktardıklarımız, Mevlana ve Mesnevi ile ilgili doğru bilgilenme konusunda kaç kişi için yol açıcı, zihin aydınlatıcı bir işlev gördü bilinmiz; ama o gün Tasavvufi metinlerle `yol`a çıkmışlara, yol boyunca kulakta küpe olabilecek birşeyler istediğimde merhum şunları söylemişti: `Mesnevi `yi abdestli olarak okuyun, şeyh de orada, mürşid de orada. Artık Abdü `l Kadir Geylani `nin, Mevlana `nın, Ahmed -i Rufai `nin olmadığı zamanlardayız. Ama onlar eserleri ile hala yaşıyorlar. Mevlana Mesnevisi ile, Geylani Hazretleri sohbetleri ile, Ahmed -i Rufai Burhanü`l Müeyyed`i ile yaşıyor.` Mevlevilik düşüncesi onun yaşam şekliydi Beşir Ayvazoğlu : Şefik Can `ı `Mevlana ve Eflatun ` adlı kitabından tanıdım. Can, Klasik Yunan Mitolojisi ile Mevlevilik konusunda araştırmalar yapmış, Eflatun ile Mevlana arasında karşılaştırmalarda bulunmuş, birbiriyle ilişkisi yokmuş gibi görünen iki düşünce arasında benzerlikler olduğunu yazmıştı. Bunlar benim çok ilgimi çekmişti. Mevlana felsefesi, Mevlevilik düşüncesi onda söz olmaktan çıkıyor ve bir yaşam şeklini alıyordu. Bu anlamda bir misyon sahibiydi. Mevlana sevgisi, onda ahlaka dönüşmüştü Nur Artıran (Asistanı): Herkes Mevlana `yı tanıyabilir, Mevlana `nın eserlerini okuyabilir. Ama bilmek, yaşamak değildir. Mevlana felsefesine göre yaşamak başka bir şeydir. Şefik Can Dedem, Mevlana `yı yaşayan ender şahsiyetlerden biriydi. O, Mevlana `yı sadece okumuyordu, okudukları üzerinde çalışıyor hatta Mevlana `yı yaşıyordu. Hz . Mev - lana `nın hayatını, kendi hayatına uy- gulamaya çalışıyordu. Onda Hz . Mev -lana sevgisi bir ahlaka dönüşmüştü. Mevlana `yı yeni nesle ve geniş kitlelere tanıttı Erol Kılınç (Ötüken Neşriyat ): Şefik Can , Mevlana ve eserlerini günümüzde yeni nesillere ve geniş kitlelere külfetsiz bir üslupla ulaştırmak suretiyle büyük hizmet görmüştür. O, gerçek bir gönül ehli olarak bütün samimiyetiyle insanların ruhlarına nüfuz etmiştir. Geniş tasavvufi kültürü, samimi bir hizmet aşkıyla ve Mevlana muhabbetiyle eserlerinde ve sohbetlerinde daima nazar-ı dikkatleri çekmiş ve son derece etkili olmuştur. Allah rahmet eylesin... İslam dinine büyük hizmetleri oldu Dr. Emin Işık (İlahiyatçı ): Kendisini 1960`larda İlahiyat Fakültesi `nde okurken tanıdım. Kuleli Askeri Lisesi `nde Tahirü `l-Mevlevi `nin (Olgun) öğrencisiydi. Sonra o da aynı lisede tarih öğretmenliği yaptı. Emekli olduktan sonra hayatını Mevlana ve Mevleviliğe hizmete adadı. Hocasının yarım bıraktığı Mesnevi Şerhi `ni tamamladı.İslam dinine ve kültürüne büyük hizmetleri oldu. Onun kimseyi incitmeyen, kırmayan ve gönülleri hoş etmekten büyük mutluluk duyan bir yapısı vardı. Burhan Eren , İstanbul
| | |
|
Hz. Mevlana minyatürlerindeki sır
Hilmi sayiner tarih 08.12.2007, 09:47 (UTC) | | Musa İğrek
Mevlana `nın minyatürlerine ne oldu?
`Kemikleri görünecek kadar zayıf, saçı ve sakalı kısa, soluk benizli, buğday tenli, 1.80-1.85 boylarında.` Eflaki Ahmed Dede `nin 14. yüzyılda kaleme aldığı `Menakıb -ül-Arifin `, bu yıl bütün dünyada doğumunun 800. yılı kutlanan Hz . Mevlana `nın fiziki özelliklerini böyle anlatıyor.
Ancak günümüzde sayısı sürekli artan Mevlana minyatürlerinden hiçbiri, bu tarifle uyuşmuyor. Oysa aynı kitap, Selçuklu Sultanı II . Keyhüsrev`in kızı Gürcü Hatun `un isteği üzerine dönemin usta ressamlarından Rumi Aynüddevle tarafından Mevlana `nın yaklaşık yirmi minyatürünün çizildiğini haber veriyor. Büyük mutasavvıfı 800. doğum yılında pek çok etkinlikle anmaya hazırlanırken, kaybolan bu 20 minyatür yeniden gündeme geldi. Türkiye `nin önde gelen minyatür sanatçılarından Ülker Erke , söz konusu resimlerin kıskançlık ve bağnazlıktan dolayı yok edilmiş olabileceğini, aslına en yakın çizimin ise İstanbul Belediye Kütüphanesi `nde bulunduğunu söylüyor.
Mevlana ayakta poz vermişti
`Menakıb -ül-Arifin `, Ulu Arif Çelebi tarafından Mevlevi dervişi Eflaki Ahmed Dede `ye yazdırılan bir eser. Mevlana Celaleddin -i Rumi `ye ait menkıbeleri toplayan kitap, geçtiğimiz günlerde Kabalcı Yayınları `ndan yeniden yayımlandı. Kitabı okurken akla, Gürcü Hatun `un hazırlattığı minyatürlerin ne olduğu sorusu da geliyor. Eflaki`nin rivayetine göre Emir Süleyman Pervane `nin karısı Gürcü Hatun , Mevlana `nın kadın müridlerinden biriydi. Bir sultan kızı olan Gürcü Hatun , Mevlana `nın sohbetlerinde pişmiş, kültürlü bir hanımdır. Ancak Emir Pervane Kayseri `ye taşındığında kocası ile birlikte gitmeye mecbur kalır. Gönlü ise mürşidindedir. Bir resmini yaptırmak ve bununla hasret gidermek için sarayın ünlü ressamı Aynüddevle `den ricada bulunur. Aynüddevle , Mevlana `nın huzuruna gider, maksadını açıklar. Mevlana gülümseyerek `Yapabilirsen ne ala .` der ve ayak üzere poz verir. Kaleminden emin olan Aynüddevle , resmi çizmeye başlar. Biraz sonra başını kaldırıp bir Mevlana `ya bir de resme bakar. Yaptığı resim hiç de karşısında duran Mevlana `ya benzememektedir. İkinci bir tabaka kağıt alarak tekrar çizmeye başlar, bu sefer de Mevlana `yı değişik bir şekilde görür. Böylece bir tomar kağıt harcar, fakat yaptığı resimlerin hiçbiri Mevlana `ya benzemez. Sonuçta Aynüddevle , kalemini kırar, Mevlana `nın dizlerine kapanır . Bunun üzerine Mevlana , `Ah, ben ne de renksiz ve belirsizim. Ben bile kendimi olduğum gibi göremem. Sırlarını ortaya koy, diyorsun. Fakat benim bulunduğum yerde bu sırları koyacak yer bile yok.` şeklindeki gazeline başlar. Aynüddevle , çizdiği resimleri Gürcü Hatun `a teslim eder. Gürcü Hatun da bunları Kayseri `ye götürür ve yıllarca sandığında saklar. Ancak yirmi adet resimden hiçbiri günümüze ulaşmaz.
Gürcü Hatun `un Rumi Aynüddevle `ye nakşettirdiği resimlerinin akıbeti gizemini koruyadursun, Mevlana `ya olan sevgi azalacak gibi değil. 2007 yılı UNESCO `nun teklifiyle Mevlana Yılı olarak kutlanıyor. Bu arada minyatürlerine de sürekli yenileri ekleniyor.
Herkes kendi Mevlana `sını çiziyor
Ülker Erke (Minyatür sanatçısı)
`Mevlana `nın resimleri, kimi sevenleri tarafından `Sen bizimsin, seni paylaşamayız.` anlayışı ile imha edilmiş olabilir. Elimizde Mevlana döneminde yapılmış bir minyatür yok. Bana göre en uygun olanı, vaktiyle İstanbul Belediye Kütüphanesi `nde gördüğüm; ama şimdi nerede olduğunu bilmediğim Mevlana minyatürü. Nakkaş Aynüddevle `nin çizdiği bütün resimler Mevlana `ya benziyordu, aksi takdirde Gürcü Sultan `ın Kayseri `ye götürmesi mümkün değildi. Mevlana , sofistike, zarif ve duruşunda hep bir mana ve espri olan bir zattı. Aşırı kiloları, al al yanakları yoktu. Kitabın kalemin içinde yok olmuş adeta. Ama, şimdilerde ise Mevlana `nın düşüncesini fikirlerini taşıdığı mesaj bilmeden resmediliyor. Biri diğerine benzemiyor. Herkes kendi Mevlana `sını çiziyor ve `gazap bir adam` resmi ortaya çıkıyor. Açıkçası bu beni çok yaralıyor.`
Esin Çelebi Bayru (Mevlana `nın torunu)
`Gürcü Sultan `ın Aynüddevle `ye çizdirdiği minyatürler elimize ulaşmış değil. Günümüzde çizilen Mevlana resimleri ise, herkesin kendi dünyasındaki Mevlana `yı yansıtıyor. Eflaki`nin Menakıb `ındaki tarife kimileri uyuyor, kimileri ise bundan uzak kalıyor. Mevlana buğday tenli , kısa sakallı, riyazetten dolayı zayıf bir yapıya sahip; ama kimseyi bu şekilde çizmedi diye yargılamak doğru olmaz. Bunu Mevlana `nın `Ben konuşurum, herkes kendi kabınca alır.` sırrı ile yorumlayabiliriz.`
Yard . Doç . Nuri Şimşekler (Mevlana Araştırma Uygulama Merkezi Müdürü )
`Mevlana Celaleddin -i Rumi `nin internet sitelerinde ve bazı kaynaklarda 100`e yakın farklı minyatürü bulunuyor. Gerçek bir Mevlana resminin var olup olmadığı bilinmiyor, fakat şahsi arşivlerde bulunabilir. Herkes onu görmek istediği gibi görüyor. Hindistanlılar uzun saç ve sakallı, Orta Asya ülkeleri şişman, kısa boylu ve kısa sakallı olarak, Batı ise daha zayıf, uzun ve seyrek sakallı şekilde tasvir ediyor. Kimi internet sitelerinde ise Mevlana zenci, sarı ve uzun sakallı olarak görülüyor. Kısacası herkes kendi Mevlana `sını çiziyor.`
| | |
|
Mevlana`nın minyatürlerine ne oldu?
Hilmi sayiner tarih 08.12.2007, 09:46 (UTC) | |
Ancak günümüzde sayısı sürekli artan Mevlana minyatürlerinden hiçbiri, bu tarifle uyuşmuyor. Oysa aynı kitap, Selçuklu Sultanı II . Keyhüsrev`in kızı Gürcü Hatun `un isteği üzerine dönemin usta ressamlarından Rumi Aynüddevle tarafından Mevlana `nın yaklaşık yirmi minyatürünün çizildiğini haber veriyor. Büyük mutasavvıfı 800. doğum yılında pek çok etkinlikle anmaya hazırlanırken, kaybolan bu 20 minyatür yeniden gündeme geldi. Türkiye `nin önde gelen minyatür sanatçılarından Ülker Erke , söz konusu resimlerin kıskançlık ve bağnazlıktan dolayı yok edilmiş olabileceğini, aslına en yakın çizimin ise İstanbul Belediye Kütüphanesi `nde bulunduğunu söylüyor.
Mevlana ayakta poz vermişti
`Menakıb -ül-Arifin `, Ulu Arif Çelebi tarafından Mevlevi dervişi Eflaki Ahmed Dede `ye yazdırılan bir eser. Mevlana Celaleddin -i Rumi `ye ait menkıbeleri toplayan kitap, geçtiğimiz günlerde Kabalcı Yayınları `ndan yeniden yayımlandı. Kitabı okurken akla, Gürcü Hatun `un hazırlattığı minyatürlerin ne olduğu sorusu da geliyor. Eflaki`nin rivayetine göre Emir Süleyman Pervane `nin karısı Gürcü Hatun , Mevlana `nın kadın müridlerinden biriydi. Bir sultan kızı olan Gürcü Hatun , Mevlana `nın sohbetlerinde pişmiş, kültürlü bir hanımdır. Ancak Emir Pervane Kayseri `ye taşındığında kocası ile birlikte gitmeye mecbur kalır. Gönlü ise mürşidindedir. Bir resmini yaptırmak ve bununla hasret gidermek için sarayın ünlü ressamı Aynüddevle `den ricada bulunur. Aynüddevle , Mevlana `nın huzuruna gider, maksadını açıklar. Mevlana gülümseyerek `Yapabilirsen ne ala .` der ve ayak üzere poz verir. Kaleminden emin olan Aynüddevle , resmi çizmeye başlar. Biraz sonra başını kaldırıp bir Mevlana `ya bir de resme bakar. Yaptığı resim hiç de karşısında duran Mevlana `ya benzememektedir. İkinci bir tabaka kağıt alarak tekrar çizmeye başlar, bu sefer de Mevlana `yı değişik bir şekilde görür. Böylece bir tomar kağıt harcar, fakat yaptığı resimlerin hiçbiri Mevlana `ya benzemez. Sonuçta Aynüddevle , kalemini kırar, Mevlana `nın dizlerine kapanır . Bunun üzerine Mevlana , `Ah, ben ne de renksiz ve belirsizim. Ben bile kendimi olduğum gibi göremem. Sırlarını ortaya koy, diyorsun. Fakat benim bulunduğum yerde bu sırları koyacak yer bile yok.` şeklindeki gazeline başlar. Aynüddevle , çizdiği resimleri Gürcü Hatun `a teslim eder. Gürcü Hatun da bunları Kayseri `ye götürür ve yıllarca sandığında saklar. Ancak yirmi adet resimden hiçbiri günümüze ulaşmaz.
Gürcü Hatun `un Rumi Aynüddevle `ye nakşettirdiği resimlerinin akıbeti gizemini koruyadursun, Mevlana `ya olan sevgi azalacak gibi değil. 2007 yılı UNESCO `nun teklifiyle Mevlana Yılı olarak kutlanıyor. Bu arada minyatürlerine de sürekli yenileri ekleniyor.
| | |
|
Mevlana`ya bisikletli konuklar
Hilmi sayiner tarih 08.12.2007, 09:46 (UTC) | | Mevlana Müzesi , bayramda ziyaretçi akınına uğradı. Bayram nedeniyle girişi ücretsiz olan Mevlana Müzesi `ni yaklaşık 10 bin kişi ziyaret etti04.01.2007Mevlana`yı ziyaret edenler arasında bulunan Ankara `dan gelen bisikletli 7 genç , diğer ziyaretçilerin dikkatini çekti.
Ankara `da yaşayan ve kendilerini `Pedalsesi.com` grubu diye adlandıran 7 genç , bayram tatilini fırsat bilerek, otobüsle Konya `ya geldi. Konya `daki tarihi ve turistik yerleri bisikletleri ile gezen gençler, yaklaşık 100 kilometre pedal çevirdi. Konya `dan ayrılamadan önce`de Mevlana Müzesini ziyaret eden gençler, bisikletleri ile müzeye gelince, diğer konukların dikkatlerini üzerine topladı.
Bisikletli gençlerden Yavuz Ergün , Mevlana `nın `Ne olursan ol yine gel` sözünden etkilenerek Konya `ya geldiklerini belirterek, `Bizim için güzel bir gezi oldu. Burada farklı manevi duygular hissettik` dedi. Konya `daki bisiklet yollarını beğendiklerini anlatan Ergün , Konya `nın düz olmasının bisiklet sporu için önemli olduğunu söyledi.
| | |
|
Mevlevi diyarı
Hilmi sayiner tarih 08.12.2007, 09:46 (UTC) | | REUTERS Haber Ajansı , Letonya `dan Türkiye `de Celalettin Mevlana Rumi `nin Konya `daki türbesini ve müzesini ziyaret eden İrina ve arkadaşlarını konu aldı.
Soğuk Aralık ayını umursamadan Mevlana `nın mistik havasını tatmaya gelen turistler, karşılaştıkları güzelliklerle Konya `ya aşık olduklarını söylediler.
Turist akını
Ajans İrina ve arkadaşlarının Aralık ayında gelmelerinin sebebinin ayın 17`sinin Mevlana `nın ölüm yıldönümü olması olduğunu yazdı. Reuters , Irina ve arkadaşlarının yanı sıra İngiltere `den, İtalya `dan, Hollanda `dan ve bir çok ülkeden akın eden turistlerin, Mevlana `nın yarattığı mistik hava karşısında büyülendiklerin belirtiyor.
Turistler ise, politik açıdan dini inancı yoğun olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan `ın, dervişlik terimini çok desteklediğini söylüyor. Ajans 3 bin insanın doldurduğu Mevlana Kültür Merkezi `nin iki yıl önce hükümet tarafından tamamlandığını ve Türkiye `de ilk defa dervişler için bir fon oluşturulduğunu kaydediyor. Huzura yolculuk
Semazenlerden Fahri Özçakıl`la röpörtaj yapan Reuters , semazenlerin Allah `a ulaşmak için döndüklerini ve bu şekilde huzura kavuştuklarını söylüyor. Mevlana `nın kültürü ve öğretilerinin dünya çapına yayıldığını belirten haber ajansı, UNESCO `nun bile dervişlik makamını ve Mevlana `yı dünya hazinelerinin arasına kattığını ekliyor.
| | |
|
Mevlana`yı oynaması için Russell Crowe`a gidecekler
Hilmi sayiner tarih 08.12.2007, 09:45 (UTC) | | Konya , Mevlana Celaleddini Rumi `nin 2007de gerçekleştirilecek, 800`üncü doğum yılı günü kutlamalarının tüm dünyada ses getirmesi içir hazırlıklara başladı...08.05.2006Konya, Mevlana Celaleddini Rumi `nin 2007de gerçekleştirilecek, 800`üncü doğum yılı günü kutlamalarının tüm dünyada ses getirmesi içir hazırlıklara başladı. Mevlana `nın hayatının konu almacağı film, uluslararası bir proje haline geliyor. Turkcell ve Referans Gazetesinin Konya `da düzenlediği `Yerelden Dünyaya Marka , Patent ve inovasyon ` konulu panel sonrasında gazetecilerle biraraya gelen Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek , Mevlana `nın Türkiye dışında da tanıtılması gerektiğini belirterek, `Daha önce ulusal çapta bir film projesi düşünmüştük ancak şimdi daha büyük bir proje olması gerektiğini gördük. Mevlana `yı da Russell Crowe ya da Suriyeli Ghassan Massoud oynayabilir` dedi. Akyürek , 2007`den itibaren Konya Büyükşehir Belediye 10 milyon YTL büyüklüğündeki bir kaynağı Mevlana ile ilgili çalışmalara ayıracaklarını söyledi. | | |
|
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 8 ziyaretçikişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|
|